11 Mart 2014 Salı

#BerkinElvanÖlümsüzdür

Küçük Prensim Yıldızlar Güzel mi?

Canım acıyor, yüreğim yanıyor.... Benim kardeşimdi Berkin, oğlumdu belki de... Her tedaviye gittiğimde hastane kapısında Allah'ım benden al ona ver diye dua ettiğimdi... Umuttu Berkin, son kalandı bize, abilerinin emaneti gelecek nesillerin ışığıydı Berkin....

Artık yok!

[quote] Aynı dünyada yaşayamaz. Cellatlar ve çocuklar. Ya ölmeli cellatlar. Yada hiç doğmamalı çocuklar....[/quote]

Gelecek nesillere ne anlatacağız, sormayacaklar mı Berkin'i... Ekmek almaya gitti, başından vuruldu ve öldü dersek fıkra anlattığımızı sanmazlar mı? Kim inanır bu saçmalığa... 

Kara gözlüm, umut ışığım, küçük Prensim....
Emri duyduk, aldık Berkin'im
Sen Karanfil oldun Denizlere ulaştın 
Biz mücadeleyi büyüteceğiz....

22 Şubat 2014 Cumartesi

Beşiktaş - galatasaray



Çok fazla söze gerek yok aslında...
Söylenmesi gereken her şeyi söylemişler hepimizin adına^^


15 Şubat 2014 Cumartesi

Beşiktaş - bursaspor



Resmen heyecandan uyuyamadım desem yeridir, hop oturup hop kalkıyorum.. Neden mi? Diğer bütün normal insanlar 14 Şubatta kutlarken Sevgililer gününü bugün de benim sevgilim ile kavuşma vaktim geldi :)

Çok özledim seni Beşiktaş'ım...

Şimdi hazırlanıp çıkıyorum, Kazan'da abilerim, kardeşlerim sabahladılar onların yanına gidiyorum..

Bugün yemyeşil BURSA'nın bembeyaz OĞLANLARI ile birazcık işimiz var... 

14 Şubat 2014 Cuma

‪#‎14ŞubatSevgililerGünüKutluOlsun‬

Kavgama
Tuttuğum Takıma 
İnançlarıma 
Dostlarıma 
Aileme 
Bağımlılıklarıma 
Geride kalanlarıma
Kaybettiklerime 

Aşığım.... 

13 Şubat 2014 Perşembe

Hastane odasında ilk gece

Pembe ufak ilacın etkisi gelmeye başlamıştı beynime, kafam uğulduyor, sesler uzaklaşıyor ve sendeliyorum.. Duvara tutuna tutuna bana gösterilen odaya ilerlemeye çalışıyordum. Odaya girdim üç yataklı bir odanın duvar kenarında olan yatağı boştu, diğer yataklardaki kişiler çoktan uykuya dalmışlardı bile elimdekileri komidinin üstüne bırakmak isterken kitap yere düştü, eğildiğim anda dahada uğuldamaya başladı her şey. Kitabı aldım komidine bıraktım. Yatağa uzandım, ıslak saçlarım boynuma değiyordu yatak dönmeye başladı sanki, uykuya direniyordum. Gözlerimi kapadım, hayatım gözümün önünden geçmeye başladı, beni bu bembeyaz samimiyetsiz hastaneye getiren şey neydi? Aşk mı? Acılar mı? Yaşadıklarım mı? Yediğim kazıklar mı? Ne üzmüştü böyle beni? 

Gözlerimden bir damla yaş aktı, kapıda bir tıkırtı duydum, hemşire dibime kadar yaklaştı, gözümü açtım.. "Uyuyamadın mı?" diye sordu. Kafamı salladım sadece konuşmaya mecalim yoktu fakat beynim hiç durmuyordu, hemşirenin odadan çıkmasıyla birlikte düşünceler tekrar doluştu beynime.

Nerede yanlış yaptım? 

Hemşire elinde bir hapla geri döndü, ağzımın içine sokması ile odadan çıkması bir oldu. Sünger gibi bir haptı bu biraz öncekinden farklıydı, tadıda naneli gibiydi, emdim emerken düşünmeye devam ettim, dahada uzaklaştım dünyadan sanırım bedenim tamamen durdu yatağa değen tüm hücrelerimi hissetmeye başladım kafam o kadar ağırdı ki yastığa gömülmüştüm adeta.

Sonra kabus başladı o geceye geri döndüm kan kokusu geldi burnuma ve göz yaşlarımın ıslaklığı yanaklarımda.. 

Durdu beynim, o geceyi silmek için bu geceyi bitirdi.


5 Şubat 2014 Çarşamba

Mehmet Ayvalıtaş'ın davasına omuz verdim

Faşizme karşı omuz omuza diye bağırarak geçti koca yaz sonra devam ettik bu davanın peşinde koşmaya, bazen kafamız karıştı, kitaplar okuduk bilgilendik. Koskoca insanlar olmuştuk ama apolitik yapılmıştık bir kere. Mamak cezaevine düşen annem korkmuştu onun gibi olmamam için, aile büyükleri çoktan vazgeçmişti bu işlerden, sandıklarına gider oylarını kullanırlar sonra haberleri izlerken veryansın ederlerdi. Benimle aileye yeniden bir heyecan geldi buna sosyalist ruh deniyor, sınıf mücadelesi deniyor.

Bizler özgürlük için sokaklara düştük, 10 ken 100 yüzken 1000 binken milyonlar oldu... Bu sırada trafik canavarı değiş faşist bir taksici aldı onu aramızdan..

O Mehmet Ayvalıtaş...

Onun katili faşizmdi ve faşizm kendi sisteminde neferlerini koruyordu.

1 dava derken bugün 2. davaya gittik... Sanıklar gelmediği için dava mayıs ayının 21'ine ertelendi..

Neredeyse seneyi devriyesi olacak Mehmet yoldaşımızın acaba o zaman Adalet yerini bulacak mı? Yoksa Adalet sadece kadın ismi olarak mı kalacak her zaman bu ülkede?

Tekrar ediyorum bu bir trafik kazası değildir!

Telefonuma yansıyanlar: 




4 Şubat 2014 Salı

Ben Mehmet Ayvalıtaş

Çocuğunuz var mı? Olsun ister misiniz? Bi oğlunuz aynı size benzeyen, sonra büyük genç bir delikanlı oldu, yaz günü tatilde bir isyAn çıktı şehrin başka bie köşesinde, yıllardır büyüdüğü sokaklarda bu kavgaya katıldı ve kavganın içindeyken trafik canavarı değil faşistin biri oğlunuzun canını aldı..

Üzgünüm üzdüm sizi.. Çok üzüldünüz değil mi? Fadime anamız da çok üzülmüştü ....

Düşününkü siz Mehmet Ayvalıtaşsınız...

Anneniz, sizi büyüten, sizi canından sakınan anneniz..siz göçüp gidince bu hayattan, başı dik, yumruğu havada biraz savaşıyor fakat sizi o kadar özlüyorki kapatıyor gözlerini, yanınıza uçuyor melekler gibi...

Ya abiniz? O herkese omuz veriyor, binlerce kardeş buluyor kendine yinede sizi arıyor sokaklar boş kalınca eve gidip gözlerini tavana dikince yada gaz bulutunun içindeyken...

İşte düşünün siz Mehmet Ayvalıtaşsınız Özgürlük için kendinizi FEDA ettiniz.. 
Peki bizlerden ne isterdiniz? 

Yarın 5 Şubat Çarşamba işi gücü bırak gel, yoldaşın için, annen için, abin için, doğacak çocuğun için gel...



Bunlara da bakın

Bunlara da bakın

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *